26 Şubat 2007 Pazartesi

Zaman Memnunları

Zaman zamanı kovalar durumda hep! Yüz yıllarca bu böyle süregelmiş. İnsanoğlu denen biz maymundan dönme yaratıklar çoğunlukla farkında olmayız bu döngünün. (Döngü dediğimde su döngüsü gibi bir şey değil bilginize!)

'Hım hım' dedelerimiz fi tarihinde daldan dala hoplarken zaman algılamaları gece ile gündüzden ibaretti. Gece onlar için 'karanlık' demek değildi. (Çünkü o tarihlerde karanlık diye bir bilgi söz konusu değildi) Gece; birbirini seçememe ve ya zıplayacağı istikameti tam olarak görememekti onlar için. Hal böyle olunca onlar için yapılabilecek en güvenli şeylerin arasında uyumak ve çiftleşmek geliyordu...

Zamanla belleri doğrulan 'Hım Hım' dedelerimiz bize benzemeye başladılar. Yere indiler mesela. Daha lezzetli(!) beslenebilmek için ilkel silahlar yaptılar, ateşi buldular vs. Derken kafalarında birden bire vücutlarının belli kısımlarını örtmek gibi bir fikir canlandı. (yanlış anlaşılmasın o zamanlar dünyanın hiçbir yerinde şu anki hükümet gibi bir hükümet söz konusu olmadığından herhangi bir baskı altında oluşmadı bu fikir. tamemen insani duygular söz konusu idi!) Sonra iletişimlerini geliştirdiler. Duvarlara belki de aşklarını kazıdılar. Bilemeyiz....

İnsanoğlu gelişmeye mahkum bir canlı olduğundan zamanın birinde yazıyı buldu, tuttu elektriği buldu. Adı Arşimed olan gerzek bir adam hamamda bitlerini ayıklarken tasın suyun üstünde yüzdüğünü görüp belinde peştemal, koşarak 'suyun kaldırma kuvveti vardır' diye kendini sokaklara attı.(Sonra bu gerzeğin buluşu fizik derslerinde anamızı ağlattı o da ayrı mesele ya!) Da Vinci abimiz/ablamız (hakkında homoseksüel olduğunu söylüyorlarda...) Mona Lisa'yı yaptı. Bizler ağzımız açık 'acaba bu kadın mutlu mu yoksa üzgün mü?' diye o tabloya her zaman bakar dururuz.

Şimdi artık elektrik de neymiş? Cebi şişkin olana her şey var! Kameralı cep telefonları (Graham bell sevgilisiyle konuşmak için bu aleti icat ettiğinde nerden bilirdi cebe kadar düşeceğini ve kamera da takacaklarını?), bilgisayarlar, plazma televizyonlar vs. vs...

Geliştik. ('Değişerek geliştik' deseydim biliyorumki 'hadi len ananı da al siee' derdiniz değil mi?)Sınırları zorlamakta iddialı ve zeki beyinler her Allah' ın günü 'bakın bu yeni, şu şu şu özellikleri var' diyerek ağzımızın sularını (maalesef) akıtmakta ve almak için bizi cezbetmektedir. Ee insanoğluyuz irademiz zayıf, biz de almadan yapamıyoruz kardeşim. Suç kimde?

Velhasıl kelam biz bizi bozduk. Ama halimizden de memnunuz. 'Hım Hım' dedelerimizden bize yadigar; Dostovyevski'nin de 'Adem'den Önce' adlı eserinde belirttiği gibi geceleri uykumuzda yaşadığımız düşme duygusu! Siz siz olun bu duyguyu yaşayıp sarsıntıyla uyandığınızda üç kulhuvallah bir elham okuyun dedelerinizin ruhuna...

Hiç yorum yok: