22 Şubat 2007 Perşembe

Yazı "Esirgeme" Kurumu

Düz yazılar nasıl başlar? Tarafımdan bilinmez; ama sanırım bu cümleciğin başlangıca doğru giden yolda doğru bir adım, daha doğrusu benim için küçük ama bu yazının geneli için büyük bir adım olduğu söylenebilir. İşin içinden çıkmaya çalışmayın, çünkü henüz bunu ben bile başarabilmiş değilim. Sıkıntılı, fena halde kaşıntılı ve hatta kırküç numara ayağa kırk numara kundura fenalığında bir akşam ki... karşı kıyıdakilerin başına! Sormayın gitsin! (Karşı kıyı derken sadece Yunanlılar değil, Karşıyaka’ lılardan da bahsedilmektedir.) Üzerime gelmeyi aklınızın ucundan bile geçirmeyin. Çünkü üzerim bu aralar çok kalabalık. Herkes üzerimde. Yatıya kalanlar, günü birlik piknikçiler, geçiyordum uğradım cılar mı ararsınız. Herkes bende yani shortlyce. Hayır ağırlayacağım herkesi fakat ağır ağır saçlarım ağaradabilir!!

Nikotini beş geçiyor, nikotine çeyrek var derken bu yazıda hala ne bir ana ne de bir baba fikir oluşturulamıyor nedense. Yani bu yazı gayrimeşru. Onun bunun yazısı. Tam olarak, Yazı Esirgeme Kurumluk.

Sönmüş yanardağ misali biriktirdiklerimi, arada bir püskürterek adacıklar, anakaralar oluşturma fikri ve heyecanı ben de yıllardır süregelmekte. Uzun yıllardır yazının başında bahsettiğim “ay bana birşeyler oluyor, daral geldi, bayılacağım şimdi” akşamlarında; içimden bir koro “haydi oğlum, kalk ulan! Uyan!” nidalarıyla dürtüklediyse de yine de kış uykumdan uyandıramamıştı. Ta ki bu akşama kadar. Ohhh be!! Ohh be Mars varmış!! Yak bir sigara haydi. İyi ki yazmaya başlamışım. Çünkü şiirlerimi saymazsak, bu ilk düz yazı denemem. Görünen düz yazıya gönye istemez. Deneme bir iki.....deneme bir iki...Oluyor mu okuyucu?.... Bir konu seçip üzerine kompozisyon yazabilirdim ama şöyle bir eski kolileri karıştırdım gerek var mı diye. Baktım ki ortaokuldan mezun olalı ikiyüzelli yıl olmuş. Vazgeçmeyi yeğledim. “Yok olmamış” derseniz bana konu falan yollamaya kalkmayın sakın. Çünkü konu yollayanı, konu yapma becerim üst seviyelerdedir. Uyarmak, uyarılmak güzel şeyler bunlar.

Uzun yazının kısası, homojen olarak her yöne dağılıp genişlemek ama bir yandan da bütünlüğümü korumaktan başka niyetlendiğim birşey yok. Yazılar yazıları sürükleyecek benim için. Kalem ve kağıt hammaddeliğinde, görüp ya da hissedebildiğim herşeyi bir anlam-mesaj verme kaygısından uzak, sentezleyebilmektir niyetim.

Kiminiz paragraf oburdur, yazıdan sonra bir soda açıp içersiniz. Kiminiz ise mesaj oburdur; sıkılıp ilk paragrafta aradığınız mesajı bulamamanın depresyonuyla yazana sinirlenebilirsiniz. Sinirlendiğinize göre mesajı almışsınız demektir. Rahatlayın artık!!! Bitti... ama şimdilik.

23.10.2003, Bodrum

Hiç yorum yok: